Finaller bitti, Ocak yarılandı, yani artık eve dönme vakti. Bu valizler ortaya çıkacak, etraf tamamen toparlanacak, DÜZENLİ bir görünüme getirilecek demek. Yurttaki son iki günüm olduğundan tüm gündemim bu. Haliyle oturdum ve etrafa şöyle bir baktım: Fena halde dağıtmışım. Sonra düşündüm de, aslında hiç toparlanmamışım.

1. Eğer gerçekten toparlanmak istiyorsanız ilk kural kesinlikle ertelememek. Dün tam bir aydır yapmam gereken ve sadece on dakika sürecek olan bir işi gerçekleştirmek için uyuyabileceğim halde uyuyamamak ve epeyce de beklemek zorunda kaldım. Oysa ders zamanı halletmiş olsam iki ders arasında bile hallolabilecek bir şeydi. Bununla ilgili milyon tane örnek sayabilirim. Denendi, onaylandı, tavsiye edilmiyor!
2. Bir bloknotunuz olsun ve yapmanız gereken HER ŞEYİ not edin. Bu basit yazmaya gerek yok, ya da bu çok önemli zaten unutmam demeyin, yazın. Hatta tarih de atın ki bocaladığınız bir anda, yahut gün sonunda yorgunluktan öldüğünüzde size ne kadar çok şey başardığınızı hatırlatsın. Ayrıca unutulma ihtimali çok yüksek olanları yapışkanlı kağıtlar (sticker) yardımıyla görünür yerlere yapıştırın. It works!
3. Mutlaka bir önem sıralaması yapın ve yapılmadığı takdirde nasıl ve ne miktarda etki oluşturacağını değerlendirin. (Opportunity cost da denilebilir bir bakıma)
4. Çok önemli olmadıkça günlük rutininizi bozmayın, yani yemek yemeyi, kahvaltıyı, ailenizle vakit geçirmeyi, arkadaşlarınızla takılmayı, bir bardak çay içmeyi yahut beş dakika öylece durup temiz hava almayı küçümseyip ihmal etmeyin. Böyle şeyleri ertelemek birikip çok büyük iç huzursuzluklara, yanlış anlaşılmalara hatta sağlık problemlerine sebep olabiliyor. (Kahvaltı etmediğim günlerin bir türlü rayında gitmediğini farketmem biraz zaman aldı)
5. İnsan birçok işi başarabilme kapasitesine sahip ama yönteminin doğru olması gerekiyor. Yani eğer karpuzları bir çuvalın içine koyarsanız bir koltukta iki değil üç-dört karpuz da taşınabiliyor ama eğer hepsini aynı anda bağımsız tutmaya kalkarsanız hepsini kırıyorsunuz. Net bilgi, yayalım.
6. Etrafın derli toplu olması çok önemli. Dağınıklığımızın içinde düzen yok arkadaşlar, çokça pasaklılık ve bir de çok güçlü bir karışıklıkta yön bulma duygusu var. Lisedeyken annemi bu konuda dinlemediğim için pişmanım. Ki esasen çok dağınık da değildim, ama bu dağınık düzen olayı yerleşince gitmek bilmiyor dostlar, kahveye diye gelip akşam yemeğine kalan misafir gibi. (Misafir sevelim) Dolabınızı, kitaplığınızı veya sadece oturduğunuz alanı düzenlemek bile size iyi hissettirecek emin olun. Hele ki o düzeni koruyabilirseniz dolabı her açtığınızda ve acele anlarınızda gerekeni tak diye elinizle koymuş gibi (ki tam olarak öyle yaptınız) bulduğunuzda gelen iç huzuru tarifsiz olacak.
7. Okulunuzu veya düzenli olarak yaptığınız her ne varsa kesinlikle ihmal etmeyin. Okula gitme alışkanlığımın dipleri gördüğü son iki dönemde bunun hayatımdaki düzenin ana direklerinden biri olduğunu acı şekilde tecrübe ettim.
8. Saatlerce uyumayın, hele de sabahları! İnsanın gününü uyku kadar öldüren başka hiçbir şey yok. Mümkünse güneş doğduktan sonra, dayanamıyorsanız 9-9.30’dan sonra uyanık kalın. (Hadi tamam 10 yapalım. mı acaba?) Sabah uyumak bütün dinçliği, hayat enerjisini yok ediyor. Verdiği tek duygu daha fazla tembellik hissi. Kendinizi kandırmayın. (Yo kızlar yo 12’ye kadar uyuyunca güzel olmuyoruz)
Şimdilik olanlar bunlar. Aklıma geldikçe bu listeyi genişletirim. Biliyorum klişe geliyor ama klişe olmalarının bir sebebi var: İşe yarıyorlar.
Geç değil, ertelemeyin ve şimdi kalkın. Böyle hayat geçmez arkadaşlar.
p.s.: Sizi hayata bağlayan her ne varsa onunla olan bağınızı kuvvetli tutun. İbadetler, dualar, çocuklar, aile… Sevdiklerimizle aramızdaki bağ ne kadar kuvvetliyse, hayat o kadar güzel.
0 yorum:
Yorum Gönder